Yakup ve Şemsa, üç çocukları ve torunlarıyla Berlin’de yaşayan Süryani bir ailedir. Yirmi beş yıl önce Mardin’den Berlin’e göç etmişlerdir. Yeni hayatlarının mutlu bir gününde, Mardin’den bir telefon alırlar. Bu şok edici telefon, yirmi beş yıl önce kaybettikleri oğulları Mikhael ile ilgilidir ve ailenin tüm acıları tazelenir.
Yakup ve Şemsa, onları yalnız bırakmak istemeyen torunları Nardin ile birlikte Mardin’e giderler. Bu yolculuk, kişisel yolculuklarının da başlangıcı olacaktır.
Babam, yönetmenliğini Nihat Durak’ın senaristliğini Nail Pelivan’ın yaptığı sinema filmi. Çekimleri Temmuz (2017) sonlarına doğru Gelibolu, Çanakkale’de başladı. Yaklaşık 6 hafta süren çekimler Ağustos sonlarına doğru tamamlandı. Filmin adı ilk olarak “Sardalya Kokusu” olarak belirlendi. Çekimler devam ederken son hafta filmin senaristi filmin adının “Babam” olarak değiştirildiği duyurdu.
Konu
Yusuf Tunalı’nın (Çetin Tekindor) “Tunalı Sardalya” adında bir balık konserve imalathanesi vardır. Yusuf batmak üzere olan fabrikası ile ilgilenirken eşi hayatını kaybeder. Eşi öldükten sonra kabullenemediği ve ilgilenmediği zihinsel engelli oğlu Arif’le (Berker Güven) ilgilenmelidir. Feride (Melisa Şenolsun) henüz öğretmen olarak atanamadığı için Yusuf’un konserve fabrikasında işe girer. Feride zamanla Yusuf ile oğlu Arif arasındaki buzları eritecektir.
20’li yaşlarında ve hala lise öğrencisi olan Müzeyyen zamanının çoğunu Bekir, Ebru, Hazerhan, Ferdane ve Kadir’den oluşan arkadaş grubu ile geçirir. Bütün günahları arkadaşları ile paylaşan, annesi ile hiç iletişimi olmayan Müzeyyen’in hayatı, hiç görmediği ama dokuz yaşından beri varlığından haberdar olduğu kardeşi Ali’nin gelmesiyle değişir. Müzeyyen’in varlığını, onun annesiyle kendi babasının yirmi yıl önceki yasak ilişkisini, annesi Müzeyyen’e hamile kalınca babasının onları terketmesini, hepsini yeni öğrenen Ali, yarıyıl tatilini de fırsat bilerek Müzeyyen’le tanışmaya Antalya’nın arka sokaklarına gelir. Başlarda Ali’yi kabul etmeyen Müzeyyen bir süre sonra onu hayatına dahil eder. Ali’nin artık iki amacı vardır; birincisi Müzeyyen’i Bolu’ya götürüp, kendisi gibi bir yaşam standardına erişmesini sağlamak, diğeri ise Müzeyyen’e babası gibi olmadığını kanıtlamaktır.
Arada, Mu Tunç’un ilk uzun metrajlı filmi olan 2018 yapımı Türk gençlik drama filmidir. Film, Kaliforniya’da başarılı bir müzik kariyeri peşinde İstanbul’dan ayrılmak isteyen genç bir punk çocuğun hikayesini anlatıyor. Film, 1990’larda İstanbul’daki yeraltı hayatını ve punk müzik sahnesini tasvir ediyor. Filmde Burak Deniz, Büşra Develi, Ceren Moray, Deniz Celiloğlu, Selim Bayraktar ve Seda Akman yer alıyor. 13 Nisan 2018’de ülke çapında 81 sinemada gösterime girdi ve uluslararası film festivallerinde ve müzelerde prömiyer yaptı. Arada, Türkiye’nin ilk punk filmlerinden biri olarak kabul edilir.
Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi, Onur Ünlü’nün senaryosunu yazdığı ve yönettiği, 2011 yapımı kara komedi türü sinema filmidir.
Konusu
Celal Tan, bir taşra şehrinde ailesiyle birlikte yaşayan saygın bir anayasa profesörüdür. İlk eşinin ölümünden yıllar sonra, bir şekilde hayatını kurtardığı ve kendisinden çok genç olan bir üniversite öğrencisi kızla evlenir. Sonra kötü şeyler olmaya başlar.
Oyuncu Listesi
Selçuk Yöntem
Bülent Emin Yarar
Ezgi Mola
Tansu Biçer Türkü
Turan Güler Ökten
Köksal Engür
Cengiz Bozkurt
18. Adana Altın Koza Film Festivali
En İyi Film Ödülü (Onur Ünlü)
En İyi Senaryo Ödülü (Onur Ünlü)
Jüri Oyunculuk Özel “Toplu Performans” Ödülü (bütün oyuncular)
Zuhal, İstanbul’da güzel bir işi ve güzel bir evi olan, uzun süreli bir ilişkisi olan üst orta sınıf bir kadındır. Günlük sıkıntılarla, iş telaşıyla ve seyahatte erkek arkadaşıyla yaptığı telefon görüşmeleriyle geçen sıradan hayatı, bir gece bir kedinin miyavladığını duyduğunda değişir.
Deniz 32. yaşını kutladığı doğum gününün gecesinde kanlar içerisinde hastaneye kaldırılır. Hayati tehlikeyi atlatan Deniz’i yoğun bir psikolojik süreç beklemektedir. Rehabilitasyon evresinde sık sık geçmişe döner ve ruhunda, çok derinde kilitli kalmış çekmeceleri açar. Kız çocuğuna nasıl davranacağını tam kestiremeyen bir anne-babanın evinde ergen cinselliğini yaşamaya çalışan Deniz’in ruhunda o günlerden gelen yaralar bir bir ortaya çıkacaktır.
M.Caner Alper’in, gerçek karakter ve hikayelerden esinlenerek kaleme aldığı film; oyuncu bir anne-babanın kızı olan Deniz’in etkileyici öyküsünü “oyun” motiflerinin yardımıyla beyazperdeye aktarıyor. 25 yıllık bir hayat hikayesini geriye dönüşlerle anlatan Çekmeceler, seyircisine; 70’lerden günümüze uzanan farklı dönemleri dans, dekor, kostüm ve makyajı harmanlayan görsel bir şölenle sunuyor.
Yönetmenliğini Zenne filmiyle yurt içi ve yurt dışında pek çok ödül almış olan M.Caner Alper ve Mehmet Binay’ın beraber üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Ece Dizdar Tilbe Saran, Taner Birsel ve Nilüfer Açıkalın, Pınar Töre, Tuğrul Tülek, Burak Altay, Gizem Erdem, Yekta Kopan ve Cengiz Coşkun gibi isimler yer alıyor.
Zeki, tam bir maço erkeğidir. Çıkardığı sorunlar ile etrafındakileri ve karısını artık bezdirmiştir. Geçimini Taksi şoförlüğü yaparak geçinmektedir. Yine bir gün işi sırasında kaza yapar. Emel, kocası Murat ile sıradan bir hayat yaşayan başarılı bir doktordur. Mavi bir gecede kaza yapan Zeki Emelin hastanesine götürülür. Yoğun bakıma alınan Zeki, hayata tekrar döndürülmek için elektrik verildiği sırada Emel ile Zeki arasından bir takım tuhaf olaylar gerçekleşecektir
Beni Sevenler Listesi, içinde artık sevilmeyeceğine dair bir paranoyaya kapılan bir adamın hayatına odaklanıyor. Cihangirli ünlülerin tedarikçisi olan Yılmaz, yaşadığı Bağcılar ile Cihangir arasında bölünmüş bir yaşam sürer. Yaptığı iş nedeniyle birçok dizi oyuncusu ve yazar ile dost olan Yılmaz, onları mutlu etmekten keyif alır. Çalıştığı insanlar tarafından sevildiğini hisseden Yılmaz, bir süre sonra uyuşturucu tedarikçiliği ve grup aidiyeti denklemini yeniden gözden geçirir. Uyuşturucu operasyonları sonrasında satacak uyuşturucu bulamayan Yılmaz, artık sevilmeyeceğine dair bir paranoya kapılır ve bu durum hayatını ele geçirir.
Bir sanat grubunun karmaşık ilişkisi, el kamerası bulduktan sonra daha da garipleşiyor. Tüm kadınların aşık olduğu narsist bir yönetmen, iple bağlanmış iki oda arkadaşı, aynı anda morg olan bir tiyatro, ölüleri dirilten bir hemşire ve grubun uyuşturucu satıcısı. Bir el kamerası onların şansı ve laneti olacak.