Anksiyete bozuklukları, Amerika’daki en yaygın ruhsal hastalık türüdür. Bu durum Amerika Birleşik Devletleri’nde 40 milyon yetişkini etkilemektedir. Bu, ABD nüfusunun %18’idir.
Buna rağmen, anksiyete bozukluğu olan kişiler hala genellikle görünmez durumlarla ilişkilendirilen bir damgayla yaşamaktadır. Bu nedenle, anksiyetesi olan okuyucularımıza dünyanın bu konuda ne anlamasını istediklerini sorduk.
Söyledikleri şu şekilde:
- “Endişelendiğim şeylerin saçma olduğunun farkındayım. Farkında olsam da, bunu durduramam.”
- “Hiçbir şey yapmıyormuş gibi görünebilirim, ancak kafamın içinde oldukça meşgulüm.”
- “Neden endişeli olduğumu her zaman bilmiyorum.”
- “Bu [zayıflatıcı].”
- “Sadece ‘gergin olmuyorum.’ Hatta, panik atak geçirdiğimde çoğu zaman gergin bile olmuyorum – kaygılıyım. Bazen tanımlayabildiğim hiçbir sebep yok. Kaygılı ve gergin olduğumda bunun bir kısmının mantıksız olduğunu fark ediyorum ama hemen kendime gelemiyorum. Zihnim ve bedenim mantıkla işbirliği yapmıyor.”
- “Saçma veya dramatik olmuyorum.”
- “Birinin bize deliymişiz gibi bakmasına ihtiyacımız yok. Şefkatli birine ihtiyacımız var.”
- “Böyle hissetmek istemiyorum.”
- “Yoğun bir günün ardından, özellikle kalabalıkların içinde olduktan veya doğrudan birden fazla insanla uğraştıktan sonra, ertesi gün ‘insanlardan kaynaklanan bir akşamdan kalmalık’ yaşıyorum. Kullanılan tüm enerjiden yeniden başlamak için yalnız zamana ihtiyacım var. Dinlenmem ve zihnimi sıfırlamam gerekiyor. Bunu yapmazsam kemiklerim sızlayacak, bunalmış ve ruh halim değişecek.”
- “Sosyal kaygıya sahip olmak ve çılgın bir dışa dönük olmak tamamen mümkün.”
- “Endişelenmeyi öylece bırakamazsın. ‘Açma’ veya ‘kapatma’ düğmesi yok.”
- “Dışarıdan iyi görünsek de kaygımız içimizde tahribat yaratıyor.”
- “Kaçamadığım bir şey tarafından saldırıya uğruyorum.”
- “Ne kadar mantıksız görünürsem görüneyim, benim için gerçek.”
- “‘İyi olacaksın’ demek işe yaramıyor.”
- “Bu bir seçim değil. Kaygı yaşamayı sen seçmiyorsun. Kaygı seni seçiyor.”
- “Bazen o kadar yorucu ve dikkat dağıtıcı oluyor ki unutkan veya verimsiz olabiliyorum ama düşüncesiz, tembel olmaya veya bahaneler üretmeye çalışmıyorum.”
- “Gerçek. Aşırı tepki vermiyorum.”
- “Kaygı bir hastalıktır. Akıl hastalığının üstesinden gelemezsin.”
- “Kaygı ve endişe aynı şeyler değildir.”
- “Dua onu yok etmez.”
- “Kaygımın neden olduğu duyguları açıklayamıyor olmam, onları daha az geçerli kılmaz.”
- “Ben deli değilim.”
- “Dünyadaki tüm mantık, kalbimin göğsümde çarpmasını engelleyemez.”
- “En basit görevler bile zaman zaman bunaltıcı olabilir.”
- “Kontrol edilemez.”
- “Anlamıyor olman, korkularımın gerçek olmadığı anlamına gelmez.”
- “Sanki dünyanın ağırlığı omuzlarındaymış gibi hissediyorsun. Kendini boğulmuş hissediyorsun.”
- “Bunu ilgi için yapmıyorum.”
- “En ufak şeyler bile beni tetikleyebilir. Ne kadar sıkışmış hissedersem, o kadar kötü durumdayım. Kişisel alan her zaman kendimi daha iyi hissetmemi sağlar.”
- “Zihnim düşmanım, bu yüzden senin yanımda olmana ihtiyacım var. Bazen yanımda savaşmana bile ihtiyacım oluyor.”